Önemli romanlara konu olmuş, doğal güzellikleriyle turistik bir şehir haline gelmiş olan St. Petersburg, Avrupa’nın en büyük şehirlerinden birisidir. Rusya’nın da 2. Büyük şehri olan bu harika kent, kültürel açıdan oldukça zengindir. Zengin tarihi mimarisi olan şehir, tarihte de önemli roller üstlenmiştir. Zamanında Rus Çarlığı’nın başkenti dahi olmuştur. Eski adı Leningrad’tır. Daha sonrasında Sovyetler Birliği’ne girmiş ve adı St. Petersburg olmuştur. Zengin mimari yapıları, nehri ve geniş bulvarlarıyla Venedik’i andıran bu şehir, nüfus olarak da oldukça geniş insan kitlesine sahiptir. Beş milyona yakın nüfusu bulunmaktadır.
Ülkemiz son yıllarda pek çok ülkeyle ve şehirle vize anlaşmaları yapmıştır. Vizesiz giriş yapılan şehirlerden birisi de St. Petersburg’tur. İnsanlar, vizesiz giriş yetkisi sayesinde, muhteşem yapıları, doğal güzellikleri, dünyanın dört bir yanından tarih esintileri olan şehirleri görme fırsatı yakalamıştır. Böylelikle dünyayı gezmek daha kolay bir hal almıştır. Eskiden yalnızca “burjuva” sınıfı olarak adlandırabileceğimi zengin kesim bu tür organizasyonlarda yer alabilirken, şimdilerde orta gelir kısmındaki insanlar da dünyayı gezme fırsatı yakalayabilmektedirler. Gezilebilecek vizesiz giriş hakkına sahip olduğumuz şehirlerden olan bu kocaman şehir de, ölmeden önce her insanın görmesi gereken bir tarihi kenttir. Avrupa’nın en gelişmiş kentlerinden olan ve Avrupa’ya açılan kapı olarak adlandırabileceğimiz St. Petersburg, ünlü müzelere de sahiptir. Hermitage müzesi şehirdeki en büyük müzelerin başında yer almaktadır. Bu müzede ünlü sanatçıların eserleri yer almaktadır. Rusya’nın ünlü yazarlarının evleri de bu şehirde bulunmaktadır. Dostoyevski, Anna Akhmatova, Puşkin, Rimsky Korsakov gibi tarihe damgasını vurmuş ve onlarca klasiği hala okunan yazarların evleri, bu şehirde müze olarak sergilenmektedir. Suç ve Ceza, Ezilenler gibi romanlar da bu şehirdeki kahramanların yaşadıklarını anlatmaktadır. Vizesiz giriş hakkına sahip olduğumuz St. Petersburg, çok fazla turist çekmektedir. Bu denli turist çekmesinin en önemli sebebi ise, yukarıda bahsetmiş olduğumuz müzeleri bulundurmasıdır.
Türkiye’den vizesiz girişle bu güzel şehrin ince ayrıntılarını canlı olarak görmek için ömrünüzün bir kısmını mutlaka ayırmalı ve ölmeden önce bu şehri mutlaka turlamalısınız.
